Bir dakikalığına gözlerinizi kapatın. Onları unutmadığınızı göstermek için bir dakika bile olsa Srebrenica'yı ve orada yaşanan soykırımı, büyük katliamı gözlerinizin önüne getirmeye çalışın. 2009 yılında Bosna'ya gittiğimizde 80 li yaşları geçmiş bir nine bize "Bizim başkentimiz İstanbul, 1995 de hep oradan gelecek bir orduyu bekledik biz hepimiz. Ama kırgın değiliz. Annem ve babam bana dünyada tek dostumuz var o da Türkiye diye öğrettiler. 1995 de gelemediniz ama sonra bizi hiç yalnız bırakmadınız" demişti...
10 Temmuz 2010 Cumartesi
5 Temmuz 2010 Pazartesi
Kazım Koyuncu ölmedi İstiklal'de yürüyor!
Kazım Koyuncu asidir, anti-faşist ve devrimcidir, karadenizlidir, halktan birisidir ve halk çocuğudur. Anısına çamur atamazsanız, leke sürmeye kalkamazsanız. Bunun hesabını Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri soramazsa dünyanın her yerinde her platforma ve her sokağa taşır biz sevenleri sorarız. O kararı yazdıran ve imzalayan hakimler cüppelerini asmak ve Türkiye halklarından özür dilemek zorundadırlar. O sözde bilirkişi, mahkemeye sanık olarak çıkarılmalı ve bu alçakca iftirasının hesabı sorulmalıdır.
Hadi kendini bilmez zavallı bilirkişi gel yakala Kazım'ı. Artvin'e gel, Trabzon'a gel, Rize'ye, İzmir'e, Bursa'ya, Ankara'ya, Mersin'e, Antalya'ya, Adıyaman'a gel. GELİN HADİ YAKALAYIN KAZIM'I. Varsa yüzünüz, varsa cesaretiniz Kazım'ın suratına okuyun mahkeme tutanaklarınızı, gerekçeli kararınızı.
KAZIM KOYUNCU ÖLMEDİ İSTİKLADE YÜRÜYOR!
Bu yazı "Kazım Koyuncu'yu pkk sempatizanı" olarak gösteren Diyarbakır 5.Ağır ceza mahkemesi'nin gerekçeli kararı ve içeriğine karşı yazılmıştır.
Daha fazla detay için http://yk74.blogspot.com/
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)