Football is for you & me, not for fucking industry

25 Temmuz 2009 Cumartesi

Efsane olmak kolay mı?

Ben de sürekli olarak "Efsane Maraton" diyenlerdenim. Oysa açıktan doğruca numaralıya geçmiş ve "muhteşem numaralıda" yıllarca bulunmuş bir vatandaşım. Ve düşündükçe, eski maçları izledikçe, gazeteleri karıştırdıkça bakıyorumda hata yapıyoruz. Fenerbahçe tribünleri Kadıköy'e taşınana kadar "efsane bir kapalı" ya sahipti. Fenerbahçe stadı açıldığı gün itibari ile "efsane" numaralıya devrolunan bir sıfattı. Ve hep öyle kaldı.

Maratonun üstü kapanıp ismi yükselmeye başladığında da "Numaralı "efsaneydi. Maratonun tribün liderliğine soyunduğu dönemde de "Numaralı" efsaneydi. Maratonun 6-7 sene süren tartışılmaz liderliği esnasında ise "Numaralı" efsane olmaya devam ediyordu. 20 yıla yakın süreyle Fenerbahçe tribünlerinin efsanesi Numaralıdır. Efsane ismini hemen maratona takmak ne kadar doğrudur? Maraton efsaneleşmek için ilk fırsatı iyi değerlendirdi ama stad değişti ve araya 5-6 sezon girdi. Şimdi A-B Bloklarla başlayan süreç maratonu kaldığı yerden alıp eski günlerine taşırsa işte o zaman önümüzdeki yıllarda "Efsane Maraton" olur. Yoksa bu stadın efsanesi her zaman eski Numaralı tribün olarak kalır.

21 Temmuz 2009 Salı

Hoşçakal Neco

Dedemi kaybettim, Neco dedemi. Hocamı kaybettim Neco hocamı. Arkadaşımı kaybettim Necoyu. Ne anlatsam zaman az gelir, ne yazsam yer dar gelir. Sussam o da olmaz. Bilmiyorum işte bu durumda ne yapsam hoşlanırdı. Aslında o sadece dün nasıl yaşıyorsam yarın da öyle yaşamamdan hoşlanır. Ve Neco şunu bil mezarına kravatsız geldim, sol tarafına ufacık bir yeni rakı şişesi ve kibrit kutusunda beyaz peynir bıraktım. Telefondan 3 kez çaldım Hello Dolly 'i ama ikisinde Louis Armstrong birinde Barbara Streisand söylüyordu.

Adaya geldim, Neco'nun 2001 de yayınlanan Kelepçeli Karanfiller adli şiir kitabında "Vasiyetim" isimli bir şiiri vardı onu buldum. Burada o şiiri paylaşıcam.

Hoşçakal Neco, seni çok özleyeceğim.

Vasiyetim

Ben öldüğümde sakın yağmur yağmasın,
cemaat içinden çok küfreder bilirim.
Sakın gazel atmasın birileri.
Ama şöyle blues olabilir.
Hatta çağırın Armstrong'u
"Hello Dolly" söylesin.

Sakın baş ucumda imam
"Nane şekeri" satmasın
Ayrıca gıcık kaparım, sıcak suyla yıkamayın..
Orama-burama pamuk tıkmanın da alemi yok.
Cenazemde gravatlı istemiyorum,
ağlamış numarasına yatıp, kimse siyah gözlük takmasın.

Sucu çocuklara para vermeyi ihmal etmeyin,
sakın mezarıma su serpmeyin,
nezleden nefret ederim...

Çiçek hiç istemem!
O çiçekler ki
sevginin ve sıcaklığın adıdır.

Bir şişe rakı, beyaz peynir, domates,
baş ucumda üç-beş arkadaş,
oh! keka...

Bayramda falan sakın rahatsız etmeyin,
Belki o anda briç partisinin en can alıcı yerindeyim,
veya siyasi bir tartışmanın içindeyim...

Beni ananlar, sakın abartmasınlar.
Her canlı gibi,
korkak, hain, seven, cesur ve hiç sevilmeyen biriydi diyebilirler.
Hesap kitap bilmezdi safın tekiydi de diyebilirler.
Arkamda hiç bir iz kalmayacak.
elbiselerim kullanılamayacak kadar eski,
ve çok kalındır gözlüklerimin camı..

En büyük mal varlığım olan kadehimi
her zaman içtiğim meyhaneye,
Borçlarımı dostlarıma bırakıyorum.



Alacaklarım da imamın olsun!

Neco Hoca

Nisan, 2001