Football is for you & me, not for fucking industry

5 Haziran 2009 Cuma

Kaç maç kaldı?

Sezon ortasında fark ettim bu pankartı "Şampiyonluğa .... Galibiyet Kaldı". Efes basketbol takımını destekleyen bir kaç vatandaşımız her galibiyetten sonra rakam kısmını değiştiyorlardı. Güzel ve özverili bir çalışma. Her maç rakam 1 (yazıyla Bir) eksiliyordu. En son dün "Şampiyonluğa 4 Galibiyet Kaldı" şeklindeydi. Ve sanırım biz kupayı kaldırdığımızda o pankart "Şampiyonluk Yarınlara Kaldı" şeklinde değişecek. Bunu nasıl bu kadar kesin söylersin diyenlere cevabım "sahada sarı lacivert çubuklu formaya gerçekten aşık olan en az 3 oyuncumuz var" olur. Ömer Onan, Damir Mrsic ve Mirsad Türkcan... Her ne kadar bu forma kutsaldır nasip olmaz herkese desek de "çok nefret ettiğimiz, asla istemediğimiz" kişiler zaman zaman giydiler o formayı. Bu yüzden Ömer, Mirsad, Damir ve İbo gibiler giydiği zaman biz forma aşıklarının yüreğine su serpiliyor.
Konudan daha fazla uzaklaşmadan bitirelim. Şampiyonluğa 3 Galibiyet Kaldı. Ve Efes'e de kalan 3 ün 1 i kaldı. O kalan da kapağın altında, istedikleri zaman açsınlar ve istedikleri zaman otursunlar.
Ekleme: 06/06/09 Şampiyonluğa 2 Galibiyet Kaldı. Fenerbahçe çok pis koyar, unutulmaz kolay kolay.

4 Haziran 2009 Perşembe

Efsane Maraton İçin Geri Dönüyorlar!

Bence son derece onurlu bir mücadele sonrası

Maraton Üst'e bu sefer resmi olarak geri dönüyorlar.

Sonu A-B blokla sonuçlanacak bir tribün ve yer kavgası değildi ve bu açıdan bakınca pek zafer sayılmaz, hatta yönetim zor geçebilecek bir döneme karşı çark etmiş de sayılabilir.

Ama önemli olan burada son yıllarda GFB son derece onurlu ve dimdik bir duruş sergilemiştir. Kazanan Fenerbahçe tribünleri olmuştur. Bu taraftarın hak kavgasıydı ve ilk olarak A-B blokla sonuçlandı. Tüm Maraton Üstü de kazanacaktır bu duruşunu ve mücadelesini sürdürürse GFB.

3 Haziran 2009 Çarşamba

Bir forma bu kadar mı yakışır. Maşallah nazar değmesin...


Ve Naz Aydemir Fenerbahçemizde.
Transferde emeği geçen Sayın M.Ali AYDINLAR'a sonsuz teşekkürler.
Yani diyecek söz yok.
Başarılar Naz. Hoşgeldin.
Bir forma bu kadar mı yakışır. Maşallah nazar değmesin...

2 Haziran 2009 Salı

Kurumsal Transfer Dönemi Açıldı

Kurumsal Nedir?
1. Kurumla ilgili.
2. Değişik birim ve fonksiyonlarıyla bir kurumun niteliklerine tam anlamıyla sahip olan.
Güncel Türkçe Sözlük (TDK)

Fenerbahçe’de Kurumsallık
1. Başkanla ilgili.
2. Kulüp içindeki tüm birim ve fonksiyonların niteliklerine tam anlamıyla hakim ve sahip olan başkan.
Güncel Hayatsal Tecrübe (FBSK)

Dünya üzerinden vazgeçtik, olayı küçültelim Avrupa’ya sığdıralım dedik ve takip edilecek kalitede en az 6 ülke ligi ve en az 100 takım var. Ama hadi biz biraz kurumsal çalışalım ve yobazlık yapalım, yeniliklere gözümüzü kapatıp takalım kafamıza 2-3 ismi etrafında dönelim duralım senelerce. Araştırma, takip etme, yeni isimler yeni heyecanlar bulma havada bulut hesabı olsun. Ne demiş eskiler, ne varsa eskide var !
Her sene bir mevkiinin en iyisini mutlaka elimizdeyken kaçırmanın bir yolunu bulalım ve onun yerini dolduracak bir çalışma yerine dolu noktalara boş atışlar yapalım. Bu bir Fenerbahçe kurumsallığıdır. Defansı boz, orta sahaya al, orta sahayı boz forvete al, forveti boz hoca al. Bu sene umarım basının yalanları erken başlamıştır. Yine Daum, yine Mehmet Topuz… Yakında Fatih Tekke ismi düşer, ardından Gökdeniz’i kovalarız, Altıntop kardeşlerle ilgileniriz…
Çıkan kısa ve net sonuç : Kurumlarımızda daha önce görev alan kişilere sonra yeniden görev vermeye Kurumsallık denir. Daum başarılı olamazsa Zico gelir. Olmadı Veselinoviç.

Yaşasın Kurumsal Fenerbahçe.

31 Mayıs 2009 Pazar

Tren rezervasyonu ve şaka gibi görevli

Bu olay 25,05,2009 tarihinde 15.00 - 17.00 saatleri arasında yaşanmıştır. bugün tcdd sitesine girdim ve ankara-kars-ankara yataklı vagonda gitmek için rezarvasyon yaptım. tek kalmak için 4 yatakli odayi kendi adima rezerve ettim. bir saat sonra aradilar ve “yolcularin isimlerini” sordular. “tek gidicem” dedim. olmaz dedi telefondaki bayan… nasıl olmaz kardeşim “tek” gidicem yaşım 18 den tam 18 büyük gidicem dedim. kadın yaşın kaç olursa olsun “yolcu ismi vereceksiniz “dedi… ya sabır çekip “hanımefendicim ben odayı tek başıma tutuyorum, başkasını almayacam, tek yolcu benim 4 yatak parası vericem” dedim. kadının cevabı “sisteme 1 isim ancak 1 yatak için girerim siz tek binersiniz ama sonra tren dolunca 3 kişi gelir” dedi. ulan dedim tanıdık birisi tcdd de çalışıyor herhalde. benle kafa buluyor ismi görünce diye düşündüm. daha fazla telefonda karşımdakine fırsat vermemek için tamam yaz yolcuları diyerek 3 isim salladım. Kadın evet, evet diyerek 20 saniye daha hımmm evet sesleri çıkardı ve “bakın işte bu kadar neden saklıyorsunuz diğer yolcuları, bir sakıncası mı var, artık rahat rahat yolculuk edersiniz, kimse girmez odaya” dedi. ben de nasılsa taşşak pozisyonu “ya kardeşim kan davası var, bunların ismini yazmasan iyi olurdu” dedim… kadının cevabı “hadi ya” olup kapadı… ya dedim ne camia, tcdd de bile tanıdık var, ibne işi gücü bırakıp benle dalga geciyor diye düşündüm. 30 dakika sonra telefon yine çaldı arayan numara Ankara… Gar polisi… “kan davası ve yolcuları” sordu. dedim kardeşim kapat ben seni arıyorum. aradım “hasss hakikaten polis, karı gidip polise söylemiş. 15 dakika polise durumu anlattım, herif yarıldı gülmekten, kardeşim kusura bakma, sen bu kadını görsen bize hakverirdin”dedi. Tamam abi söz gelicem ve görecem o kadını…

İlk başta hava, su, toprak vardı !

Ta ki babam 'dişçiye' diye beni stada götürene kadar. 5 yaşındaydım ve canım annem aslan babamın bir babalık yapıp beni diş kontrolüne götürdüğünü sanıyordu. Oysa benim hayatım asıl şimdi başlıyordu ve zaten bir halt bilmediğim için bildiğim 3-5 şey de değişiyordu...

Yalanmış Anladım Başka Sevgiler

Endüstriyel Spordan Nefret Etmeye Başladıysanız
Doğru Yerdesiniz...
Ç O K
Y A K I N D A
B U R A D A . . !