Football is for you & me, not for fucking industry

16 Kasım 2010 Salı

Gittiğin Gün Bayram Olacak... GİT


2010 Mayıs'ına kadar kısa bir özettir bu video. O tarihten sonra CL den elenme, UEFA Avrupa Ligi'nden elenme, Trabzon-Bursa-Beşiktaş-Galatasaray ile yapılan maçlarda 3 beraberlik 1 mağlubiyet, Ligde 12 maçta 3 mağlubiyet 3 beraberlik, Türkiye Kupası'na 4-2 mağlubiyetle başlangıç dahil edilmemiştir. İyi bayramlar St.Yıldırım. Tebaana ve sana iyi bayramlar... Bizim için bayram senin gittiğin gün olacaktır.

14 Kasım 2010 Pazar

Burhan Felek Voleybol Salonu


 İşe yarar tek bir tesisi yokken bile bir kaç kez olimpiyat düzenlemek için aday olan İstanbul'umuz şimdi her ay yeni bir tesise sahip oluyor. İlk aday olduğumuzda şehirde stad denince İnönü, salon denince Abdi İpekçi, havuz denince Kadıköy Bahariye Caddesindeki sokak havuzu gelirdi akla. Şimdi ise Atatürk Olimpiyat Stadı, Fenerbahçe Stadı, Seyrantepe TOKİ Türk Telekom Arena, Sinan Erdem Spor Salonu, Fenerbahçe Ülker Arena, Abdi İpekçi, Ataköy açık olimpik havuzu, Galatasaray Ergun Gürsoy kapalı havuzu, bir kaç adet tribünlü tenis kortu, boks ve güreş müsabakaları için son iki yılda belediye tarafından yapılıp hizmete açılmış çok sayıda semt salonu, olimpik buz pisti... Yani var oğlu var.

Daha inşaatı süren çok sayıda salon, havuz, pist sırada. İşte bunlardan birisi 19 Kasım 2010 günü açılıyor; Burhan Felek Spor Salonu... Tesislere açılış tarihi verip yumurta kapıya dayanınca 24 saat aralıksız şişirerek çalışma adetimiz sürüyor. Salonun dışı, koridorları, soyunma odaları, giriş alanları, dış bahçeler, çatı hepsi eksik. Ancak işçi ordusu ile yüklenme başlamış. Nasılsa önemli olan açılış günü. Sonra şişen, dökülen, kırılan kısımlar için aç bir ihale yenile gitsin. Hem yapan kazansın, hem yaptıran. Evet 19 Kasım 2010 günü yeni salon Fenerbahçe Acıbadem - Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom (tek takım) arasında oynanacak süper kupa maçı ile hizmete girecek. Hayırlı olsun.

 Resimlerden anlaşılacağı gibi saha zemini son derece geniş. Yani tribünler sahadan, oyunculardan oldukça uzak. Takımlara, oyunculara, sahaya çok yakın olmaya alışmış seyircileri kötü etkileyeceği ve bir süre sonra önemli maçlar dışında seyirci kaybı yaşanacağı bence kesin. Bizim seyirci profilimiz salonda oyuncuya, sahaya yakın olmaktan hoşlanır. Yanılıp yanılmadığım zamanla ortaya çıkacak.