Football is for you & me, not for fucking industry

20 Aralık 2010 Pazartesi

Yaşayacaksın Arkadaş!

Cuma akşamı iş çıkışı biraz İstiklal'de yürüyüş yaptım.  Galatasaray postanesi civarında bildiri dağıtan insanlar vardı. Devam ettim. Santa Maria Kilisesi'nde her yıl 17 Aralık günü yaptığım gibi girip dua ettim mum yaktım. Kilise çıkışı tünele doğru boş boş yürürken yılbaşı ışıklandırmasının açılışına rast geldim. Sonra tramvaya takıldım, yolda bira çekti canım. Ağa Camisi önünde tramvaydan atladım. İnsan Hakları Yürüyüşü vardı İHD nin onlara takılıp güzergâh tuttuğundan 150 metre kadar eşlik ettim. Ben İHD yi sevmem ama İnsan Haklarını severim..! Oradan ayak üstü 2 bira içmek için Çicek Pasajına daldım. Dönüşte bu sefer Taksim tramvay durağında "Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın" açıklamasına denk geldim. Vay be dedim kendi kendime. Gel de terk et bu şehri. Sırf bir caddesi bile dünyaya bedel. Otobüsle Beşiktaş. Motorla Üsküdar. Dolmuşla Kadıköy. Sonra ev. Akıllı ol şehrinin kıymetini bil. Zırt pırt şehre bok atıp kaçma planları yapma... Maraş'ın, 19 Aralık Hayata Dönüş Katliamının hesabı sorulmadı doğru... Katiller ve sorumlular mahkemelere çıkıp hâla hesap vermediler evet bu da doğru! Hatta katlettiklerinin yakınları anma törenleri yaparken, o meydanlara nazır bürolarının balkonundan gülerek izlemeye devam ediyorlar... Ülke bu, şehir bu... Yaşayacaksın arkadaş. Yaşanılacak bir hale gelene kadar... Sivas'ta, Maraş'ta, 19 Aralık Hayata Dönüş Katliamında, 16 Mart'da, Kızıldere'de, Nurhak'da katledilenler için daha dik ve daha dirençli olacaksın. Yaşayacaksın arkadaş ve Denizlerin, Erdal'ın, Adalılar'ın anılarına sahip çıkacaksın. Bu güzel şehirde ve bu güzel ülkede, katledenlere inat katledilenler için, her günü en az bir saat daha fazla yaşayacaksın arkadaş.

Hiç yorum yok: