Football is for you & me, not for fucking industry

25 Ağustos 2009 Salı

Etnik Tepki ve Futbolumuz

Dün akşam Diyarbakır maçını izlerken ben de herkes gibi olan hiç bir şeye şaşırmadım. Hatta beklediklerimin hepsi oldu. Madde madde yazayım bu maçın öncesini ve sonrasını.

1- Diyarbakır seyircisi ülkemizdeki her takımın seyircisi gibidir. Fenerbahçe geldi mi stadına kendisini ön plana çıkarmak için her şeyi yapar. YAPTI

2- Diyarbakırda Fenerbahçe maçlarında sahayı boydan boya koşup gol olmak gelenektir. OLDU

3- Diyarbakırda maçımızı yöneten her hakem "olabilecekleri" sokaktaki çocuk gibi tahmin ettiği için normalden daha fazla eyyamcıdır. Bu durum zaten gergin olan oyuncuları iyice gerer, bu atmosfer tribüne yarar. YARADI

4- Diyarbakır takımında oynayan oyuncuların hiç birisi yerel futbolcu değildir. Stad dışı provakasyonlara en az onlarda bizim kadar tepki koyar. Ancak 1 sezonu orada geçirmeleri gerekir bu yüzden sahada gerginlik olsun, Fenerli futbolculara dayılanayım, postu deldirmem böylece mantığına uygun davranırlar. DAVRANDILAR

5- Diyarbakırda sokaktan deplasman seyircisi tribününe, tribünden rakip futbolcuya taş, su, tahta, çakmak, meyve sebze atmak yerel gelenektir. GELENEK SÜRÜYOR

6- Olaya tribünde karışanların sayısı stad genelinin 2-3% si kadardır. O 2-3% lik kesimde pkk etkisi gözardı edilemez. AYNEN ÖYLE OLDU

7- Stad dışında tüm televizyonlar canlı yayındayken rakip takımı, basını, devlet protokolünü, devlete ait araçları ve memurları taşlamak ise bölücü örgütün futbol maçından pay çıkarma, ismini duyurma stratejisidir. Ne Diyarbakır şehri ne de kulübü mevcut haliyle, ne futbolcusu bu durumuyla ne de maç sonrası evinin yolunu tutan tribündeki seyircisinin çok büyük çoğunluğu bu olaylardan dolayı suçlanamaz. Eleştirilemez. SUÇLAMAM

8- Bölücü terör örgütü pkk milliyetçi ve faşist bir örgüttür. Kürt vatandaşlarımız, pkk nın Kürt milliyetçisi olması dolayısıyla bu ve benzer olaylarda topyekün olarak "pkk yani kürtler yaptı" basit düşüncesiyle suça ortak edilerek "linç edilecek hedef "gösterilme alçak politikasının rüzgarında savruluyorlar. Yani esas etnik ayrımcılığı yapan ve ondan beslenen sadece terör örgütü değil. Kendi amacına hizmet edip bölgedeki herkesi düşman ilan eden batılılarda ayrımcı ve bölücü . BENDE AYNISINI YAPIYORUM

9- Tepkimiz esas olarak pkk ya ve devletin içi boş açılım politikasına. Yıllardır bölgede şehit düşen askerlerimizin hesabı sorulmadıkça batı milliyetçileri olarak o bölgede ne olsa kendimize pay çıkartıp topyekün bölgeyi "terörist" diye ayırarak esas bölücülüğe hizmet ettiğimizi fark etmemiz çok zor. ZORLANIYORUM BENDE

10- Nihat Genç'in dediği gibi "Bu ülkede futbol ligimizdeki 17 takımın senede iki kez Fenerbahçe ile maçının olmasıdır". DOĞRU

11- Bu ülkede Türk-Kürt-Laz-Çerkes-Alevi-Sünni-Hristiyan-Ateist, kısaca her millet ve inançtan Fenerbahçeli olmayanların birleştiği tek bir nokta vardır: FENERBAHÇE DÜŞMANLIĞI. Yer bazen Diyarbakır, çokca Avni Aker, bazen İnönü, ara sıra Denizli, Kayseri, Eskişehir, Manisadır.. Zaman zaman ise Ali Sami Yendir.

Peki biz çok mu masumuz? Yaptıklarımız saymakla bitmez. Bu, taraftarlığın ve tribünün gerçeğidir. Etnik ve siyasi ayrışmaya en çok hizmet eden taraftar topluluğu olduğumuzu unutmayalım. Hamas'ı desteklemek serbest, Che'yi sevmek suç, Mesut Yılmaz'ı sandığa gömmek övünç, RTE ye pankart açmak "çıkarcılık", Trabzon'da taş yiyince "Rum Pontus", Pana Kadıköy'e gelince "İstanbul Since 1453", Diyarbakır=PKK, Galatasaray'ın Ermeni başkanı var, en büyük Fenerli Anıtkabirde, en büyük Galatasaraylı İmralıda... Bölücülükse kralı bizde, ayrımcılıksa kralı bizde, Osmanlıya övgü ve hakaret ise (İstanbul/Rum Pontus) kralı bizde. Say say bitmez...

Saha olayları her yerde aynıdır. Dozu değişir. Hedefi değişmez. Hedef Fenerbahçedir, Fenerbahçelilerdir. Sahaya girmek her taraftarın hakkıdır. Yakalamak, girmesini engellemek güvenliğin görevidir. Maç izleyeceklerine işlerini yapsınlar. Sahaya yabancı madde atmak her taraftarın hakkıdır, önlemek, içeri sokulmasına engel olmak güvenliğin ve bundan rahatsız olan diğer seyircilerin görevidir. İşlerini düzgün yapsınlar. Herkesin eylem özgürlüğü vardır. Bazı eylemlerinde TCK da karşılıkları vardır. Eylem ve karşılık uyuşursa güvenlik kuvvetleri+adliye duruma el koyar. Gereğini yapar.
Etnik futbol endüstriyel futbolun beslendiği bir fırındır. Buna katkıda bulunan herkes özünde futbola ihanet eder.

Sandıkta örgütlenip gerekli iradeyi yansıtamayan ülkemiz insanı ilginçtir. Ülkesini sever ama takımına saldırı olunca tepkisi ağır olur. Camiye giden, oruç tutan laik ama milliyetçi solcusu, camiye eylem yapmaya giden, oruç sektirmeyen milliyetçi sağcısı, camiye hiç uğramayan, oruca hiç yaklaşmayan, 11 ayı 12.den farklı tutmayan vatandaşı ile bizde "konu bölücülük" oldu mu mutlaka bir kulp bulur takarız olaya ve koyarız tepkimizi. Böylece Diyarbakır'da azınlık bir grubun tribünde, maçla ilgisi olmayan pkk yandaşlarının stad dışında yaptıklarına uygun zemin hazırlamada piyon olmaktan vazgeçmeyiz. Ama iktidarların hiç mi suçu yok kardeşim. Yıllarca Diyarbakır'da olanları anlamsız bir devlet politikası ile yok saymadılar mı? Rizespor, Altay bizden çok daha vahim olaylar yaşamadılar mı? Bunca yazıklarımıza, düşündüklerimize, eleştirdiklerimize rağmen şunu da yazmadan bitirmeyelim. Misak-ı Milli Sınırları İçinde Vatan Bir Bütündür Parçalanamaz. Ve King Santillana'nın blog da yazdığı gibi "Biz Fenerbahçe'yiz.. Ankara'dan başka Başkent bilmeyiz.."

Yani kardeşim yukarı bıyık, aşağı sakal. Önemli olan futbol, tribün. Endüstriyel ve Etnik futbola HAYIR.

Hiç yorum yok: