Football is for you & me, not for fucking industry

13 Ağustos 2009 Perşembe

Fenerbahçe Halkındır

Fenerbahçe Spor Kulübü tarihini az çok hepimiz biliriz. Çok detaylandırılmamış olsa bile 1899 da Black Stocking FC kurulurken ülkedeki monarşi rejiminin baskı ve cezalandırma girişimlerine futbol aşkı ile karşı koymuş fedakâr insanlar atmıştır Fenerbahçe’mizin temellerini. Sürgünler, hapisler, kaçak yaşamak zorunda kalmalar, kimlik değiştirme zorunda kalan futbolcular hepimizce bilinir. 1907 ye gelindiğinde tüm mal varlıklarını feda etme derecesine gelen onurlu insanlar Fenerbahçe Spor Kulübünü hayata getirmişlerdir. Savaşlar, işgaller, baskılar, gaziler, şehitler, hapisler, sürgünler… Fenerbahçe her koşulda, her zorlukta bağrından çıkan insanlarını vatana feda etmiş ama varlığını sürdürmüştür. İşgalcileri futbol sahalarına gömmüş ve halkımızın kalbine girmiştir. Fenerbahçe halkın takımıdır. Halkla beraber asla yılmadan yoluna devam etmiştir. Atasının takdirini ve sevgisini haklı olarak kazanmıştır. Halk kitleleri akın akın Fenerbahçe’ye koşmuştur. Çünkü kendisinden bir şeyler bulmuştur herkes Fenerbahçe’de. Askerler, öğrenciler, dar gelirliler hep Fenerbahçe’ye gönül vermişlerdir. Çünkü Fenerbahçe sadece kahramanlık öykülerinin bir kahramanı değil aynı zamanda maddi zorluklar yaşadığı zamanlar bile en ucuz maç biletini satan ve tribünlere herkesin gelmesini sağlayan takım olmuştur. Galatasaray’ın Taksim Stadında 2000 seyirciden kazandığı hâsılatı Kadıköy’de 4000 kişiden alamayan buna rağmen tribünlerini halka açmak için her türlü fedakârlığı yapan takımdır Fenerbahçe. Öyle ki günlük gazetenin 5 kuruş olduğu dönemde maç biletini öğrenci ve zabitler için 50 kuruş olarak belirlemiş, en pahalı tribün biletini ise 150 kuruştan satmıştır. Özel tribün ise 200 kuruştur. Basit bir hesapla bugün; bir günlük gazetenin fiyatı 50 kuruştur ve bu durumda Fenerbahçe en ucuz bileti 5 Liraya en pahalı bileti ise 20 liraya satmıştır. Son derece komik rakamlardır ama kulüplerin bağışlar dışında tek geliri maç hâsılatıdır ve Fenerbahçe halkı kucaklamasını her zaman bilmiştir. 6 Haziran 1932 sabahı 03.00 de başlayan yangınla Kuşdili’nde bulunan kulüp binamız kül olmuştu. 25 Yılın tüm kupaları, resimleri, kayıtları, anıları yanıp gitmişti. Tüm ülkede büyük bir acı ve üzüntü yaşanıyordu. Halk Fenerbahçe’sine sahip çıkıyor 7 den 70 e herkes maddi destek veriyor ve yeni Kulüp binası için yardım toplanıyordu. Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere tüm Fenerbahçeliler ve hatta Galatasaraylılar yardım kampanyalarına katılıyorlardı. Kısa sürede toplanan meblağ ile yeni binamız ve yangından bir ay önce hizmete giren yeni stadımızın ek tahta tribünleri yapılıyordu. Fenerbahçe yaşadığı bu felakete rağmen maç biletlerine zam yapmıyor hatta öğrenci ve askerlere ek olarak kulüp üyelerine, sporcu yakınlarına da indirimli biletler çıkıyordu. Halkın cebine göz dikerek, saçma sapan transferlerin borç yükünü taraftarının cebinden çıkartmaya çalışarak değil, en zor anında hiç düşünmeden yardımına koşan halka borcunu daha çok çalışarak, sahada çok koşarak ve yeni zaferler kazanarak ödüyordu Fenerbahçe. Kendi başarısızlıklarını örtmek için ülke gerçeklerini göz ardı edip taraftarını stadyumdan uzaklaştıran politikalarla uzaktan yakından alakası yoktu Fenerbahçe’mizin. Ve o Fenerbahçe halkın gururuydu. O formayı giyenler herkesin evladı, kardeşi, abisiydi. O formayı giyenlere kaptanlık yapanlar erdemli, örnek, başarılı ve lider kişilerdi. Sokaktan geçen herkes o formayı giyemez, o kaptanlık bandını koluna kimse kolay kolay takamazdı. Bu kulüpte KAPTAN denince hemen akla gelen isimler vardır. Zeki Rıza’nın kemiklerini sızlatmaya kimsenin hakkı yoktur. Fenerbahçe halkın takımıdır ve onu büyük yapan kupalar, şampiyonluklar değildir. Fenerbahçe’yi büyük yapan tarihidir, kurtuluş savaşında verdiği mücadeledir, halkını kucaklamış olması ve halkın takımı olmasıdır. Fenerbahçe’nin değerleri, Fenerbahçe’nin gelenekleri, Fenerbahçe’nin her şartta ve zamanda öncelikleri, olmazsa olmazları vardır.
Fenerbahçe halktan kopuyor. Fenerbahçe idarecileri kulüp değerlerine ihanet ediyor. Fenerbahçe stadının tribünleri tahta iken büyüktü, sahası çamurluyken büyüktü, oyuncusunun alnından kan damlarken sahada savaşmaya devam ettiği zaman büyüktü, maddi zorluklar yaşadığı dönemlerde de büyüktü. Yakın zamana kadar tuvaleti kokan, çatısı akan stadı olduğunda da büyüktü Fenerbahçe. Lüks stad, modern tesisler elbette güzel ama ne Topuz’un kolundaki bandı ne de 55 TL olan kale arkası biletini bize anlatamazsınız. Müşterileriniz ve şak şakçılarınız yer ama biz yemeyiz. Hadi yaptık bir hıyarlık biz de yedik. Varsa cesaretiniz gidin Ziya Songülen’e, Ayetullah Bey’e, Necip Okaner’e, Galip Kulaksızoğlu’na, Asaf Bey’e, Fuat Hüsnü Kayacan’a anlatın. Zeki Rıza Sporel’e anlatın, Alâettin Bey’e, Mehmed Reşad’a anlatın. Yanan kulüp binası için kumbarasını getiren küçük çocuğa anlatın, okulda yardım toplayıp getiren Büyükadalı öğrencilere anlatın. İsterseniz 1899 yılından itibaren 1000 isim sayayım size. Bize bir şekilde yedirirsiniz belki ama Fenerbahçe Tarihine, Fenerbahçe’yi Fenerbahçe yapanlara yediremezsiniz. Fenerbahçe’yi Halktan Koparamazsınız.

3 yorum:

eloi1899 dedi ki...

Ya bizim yonetimin insanların durumundan bilgisi var mı? Onların dunyası farklı. En yakın kankaları AKP nin en sevdigi eski komutan Yaşar Bey (1 trilyonluk arabayla gezen, millenium konutlarında oturan). Eee AKP nin Topbaşı, kuyumcusuda yanlarında. O yüzden normal. Kriz teğet geçti mantığı. Böbürlenme padişahım, senden büyük Allah var. Gün olur devran döner o stadın yanından gecemeyecek hale gelirsin.

iris dedi ki...

koca stad sadece 1 protesto pankartı. gfb ise ona buna hosgeldin demekle mesgul. bu arada nasıl oldu da migros o kadar doldu anlamak imkansız. dışarıda bilet mi dagıtıldı?

yellow_canary dedi ki...

ya elektriğe zam, suya zam, gaza zam, işe son, kiraya zam bu mal millet gıkını çıkarmıyor da bilete zam mı koyar bize. susarız cekeriz sineye. Fenerbahce bu ülkenin kendisi değil mi? hukumetin akepe biletin 55 tl. açılımın kralı budur işte.

yellow canary