Football is for you & me, not for fucking industry

21 Ocak 2010 Perşembe

Agassi çıkınca omuz omuza...

Senelerdir aramızda konuşur dururduk; bir tenis maçına gitsek hep beraber ve başlasak tezahürata "oooooo ooooo Agassi çıkınca omuz omuza, Agassi çıkınca omuz omuza"... Hep bunun üzerinden geyikler dönerdi. Tenis kortundan atarlar bizi, atarlarsa ..kime atmazlarsa ekime...
Hatta Avustralya'da yaşayan Tolga isimli bir arkadaşımız vardı (!) ona "lan bizim imkanımız yok yapsanız siz yaparsınız" derdik. Yer Avustralya, dünyanın en önemli 4 turnuvasından birisi ve Türk asıllı Marsel ilhan'ın maçında tribünde kardeşlerimiz bir rüyayı gerçeğe dönüştürüyor. Tolga aralarında mı bilmiyorum!?! Ancak yapanların alınlarından öpüyorum.
"Rezil Olduk" başlıkları atan aciz türk medyasına ise tek sözüm var "siz varken bizim rezil olmak için başka bir şeye ihtiyacımız yok". Teşekkürler arkadaşlar, endüstriyel sporun aptal kurallarına attığınız bu tokat için. Orası tribün, sinema-tiyatro salonu değil. Yıllar önce bizi Bağlarbaşı Spor Salonu'nda düzenlenen İstanbul Masa Tenisi şampiyonasından polis zoruyla atan hakem heyetine girsin bu.

Oooooo hep beraber, hep beraber "Agassi çıkınca omuz omuza"...

Hiç yorum yok: