Football is for you & me, not for fucking industry

5 Ağustos 2010 Perşembe

Bizim için aziz olan sadece Fenerbahçe'dir


Kazanır, kaybeder, eler, elenirsin futbol budur. Tarihinde hep kazanan hiç bir takım yoktur. Seni büyük yapan değerler onlarca yılda kazandığın saygı, sevgidir. Bu değerlerini kaybetmeye başladığın gün artık senin geleceğin karanlıktır. Biz bu karanlığı görmeye ve içine girmeye başlayalı bir kaç yıl oluyor. 2006 Denizli'de doruğa çıkan 2010 Mayıs ayında Kadıköy'de doruktaki karanlığı tekerrür eden ve çoğunluğu susan, umursamayan bir camianın hiç susmayan, hep eleştiren, çözümü bilen ama hep "3-5 kişi" diye yok sayılanlarıyız. Trabzon maçı bitiminde Aziz Yıldırım istifa diye bağıramayan o tribünleri bırakmış azınlıktanız. Sevdamızı bırakamayız ama stadı, salonu, deplasmanı bırakabiliriz. Zira artık Fenerbahçe ve Fenerbahçe değerleri raftadır. Bize raflara yakın olmak yakışır. Stad, salon, deplasman Azizbahçedir, Aziz'in bahçesidir. O bahçeye ya yıkmak için ya da bahçedekini kovmak için gireceğimiz güne kadar yerimiz tozlu rafların önüdür. O raflar Fenerbahçe'nin büyüklüğünün son ve gerçek kalesidir. Diğer cepheler düşmüş, diğer kaleler dıştan değil içten yıkılmıştır. Aziz Yıldırım'ın kirli saltanat anlayışı, diktatörlüğü Fenerbahçe'nin saygınlığını ve büyüklüğünü kendi camiasına bile uzun zamandır sorgulatır durumdadır. Kupalar, şampiyonluklar her zaman kazanılır. Ama seni büyük yapan değerler onlarca yılda kazanılırken bir diktatörün hırsına 3-5 yıl içinde kurban edilmeyecek kadar değerlidirler. Fenerbahçeliler ne yazık ki "hep destek tam destek" gibi saçma sapan bir sloganın içi boş anlamında kaybolmuşlardır. Ve Fenerbahçelerine sahip çıktıklarını sanıp mevcut diktatörün sevdamızı tarihe gömme çalışmalarına maddi olarak destek olmuşlardır. Kombine alan, forma alan, maça giden herkes istesin istemesin, bilsin bilmesin sadece Azizbahçeye fayda sağlamaktadırlar. Yeni Fenerbahçe zaten Ülkerdir, Acıbademdir, Arastır, Koçtur, sudur, alarm sistemidir, karttır, hattır... Bu diktatörlük düzeninde Fenerbahçe bir tek bizim sevdiğimiz, uğruna kanlar dökülen, hayatlar verilen Fenerbahçe olamamıştır. Endüstriyelleşmenin kirli çarkında sıradan bir ticari marka olmuştur. Tarihinden, geçmişinden, değerlerinden, kısaca kendisini Fenerbahçe yapan herşeyinden logosu hariç kopmuş, koparılmıştır. Fenerbahçe işgal altındadır. Fenerbahçe bir diktatörün oyuncağıdır. Bundan memnun olan çoğunluk bu sisteme destek vermeye devam edecek ve beş on maç sonra alınacak bir Galatasaray galibiyeti ile herşeyi unutacaktır. Ancak bu diktatör devam ettiği sürece bir gün Galatasaray'ı yenecek Fenerbahçe'de kalmayacaktır. Şimdi dün olduğu gibi bugün yine yeniden "bizim için aziz olan sadece FENERBAHÇE'dir" deme zamanıdır.

Not: Dün akşam maçı tv den bile izlemedim. Skoru bu sabah öğrendim. Bu yazı skor yazısı değildir. Bu yazı günün, günlerin, yılın yılların özetidir.

1 yorum:

sallanyuvarlan.blogspot.com dedi ki...

defolsun gitsin artık
daha ağırını konuşmam gerekirse gebersin bu kadar nefret doluyum
şimdide fenerbahçe su çıkarmış, kendi içsin boğazında kalsın.
tribünüde bitirdin,feneride bitirdin.
bitirmediğin ne kaldı senin.