Football is for you & me, not for fucking industry

14 Aralık 2010 Salı

7 Eylül 1980 Bursaspor 5 Beşiktaş 0

Bursaspor ile Beşiktaş arasındaki kavganın sebebini dönüp dolaşıp Beşiktaş'ın Sebat ve Rize'ye yatması sonucunda Bursa'nın küme düşüşüne bağlayanları dinliyoruz. Hele son maçta "emniyetin yeni sporda şiddet yasasında elini daha fazla kuvvetlendirmek için yol verdiği" ihtimalini göremeyenlerin sesi daha çok çıkar halde. Peki kardeşim her şey 5-6 senelik mi? Öncesi hiç mi yok bunun? diye sordum kendime ve araştırdım...

1980 yılında, 12 Eylül faşist darbesinden beş gün önce lig maçına Bursaspor deplasmanına gitmişti Beşiktaş. Maç 5-0 lık Bursa galibiyeti ile sonuçlanmış ve maç çıkışında Bursaspor taraftarları o zamanın Beşiktaş tribününün kafa adamlarını kıstırmış, berber makinası ile saçlarını traş etmişler. Asker traşı değilmiş, bildiğiniz eşşek traşı uygulanmış. Bunun rövanşında aynı ceza daha ağır olarak Beşiktaşlılar tarafından Bursa tribününe kesilmiş. O seneden, o ilk traş olayından sonra araları hep gerginmiş. 

Çok maçta olay çıkmıştı. Son meydana gelen olayın tamamı o zaman çıkan olayların ancak kısa özeti sayılır. 80 lerin Beşiktaş tribünlerinin önde gelenlerinden ve şu an Kadıköy yakasında Moda ve Göztepe'de ikamet eden iki eski tribüncü anlattılar bu başlangıcı. "Çok kişi bilmez, bilenlerde zaten bıraktıklarından hatırlanmaz" dediler. "5-0 lık sonuç koymuştu ama asıl o traş olayı deli etmişti bizi" diye özetlediler. "Bursa deplasmanı her zaman pisti, Fener içinde bizim içinde pisti" diye tamamladılar.
- Abiler, 'peki bu küme düşürme, yatma, şaibe işinin etkisi yok mu?' diye sordum...
- Kızdılar. Beşiktaş kimseye yatmaz. Ama ne yazık ki o sene bir facia. Futbol, ilişkiler eskisinden çok daha kirli artık. Etkisini sordun, olmaz mı? Var tabi, 80 lerde tribün kapma kavgalarıyla doğan nefret ve şiddet o yıllarda sıkça yaşanan benzer olaylar çerçevesinde sürüp gitmişti. Çok insan yaralandı, sakatlandı, hatta hayatını kaybedenler oldu. Yeni yüzyıldakiler bilmezler, duymamışlar, yaşamamışlar. Ancak bizim (Beşiktaş'ın) Bursaspor nefretimizin asıl sebebi o traş işiydi. Onların ise, traş sonrası her maç bizden aldıkları ağır yaralardı. Bu yaraları hemen kan akan yara sanmayın, kötü almıştık intikamımızı, yara onun yarasıydı. Biz, bize yapılanı asla unutmadık, intikam almamıza rağmen "ohh bu kadar işte" demedik. Onlar ise verdiğimiz cevaba karşılık veremediler senelerce.
- Son olayı nasıl yorumlarsınız?
- Eskiden olsa yorum yapalım tamam ama şimdi bakıyoruz polis çok değişti. Gazlar, bombalar, robocop, jop, siviller... Tribün yapıları değişti. İlişkiler, gruplar, rakip takımların tribünleri arası kankalıklar... Bizim zamanımız çok farklıydı.
- Sporda Şiddet yasası?
- Sporda şiddetin cezası sarı kart, kırmızı kart. Stad dışındaki olay asayiş olayıdır! Sokak kavgasıdır. Yaralamadır. Sporun şiddet yasası ismi bile komik. 
- Abiler sonuç?
- Sonuç şu: Bugün viskisini yudumlayıp, purosunu içerek maç izleyenler var. O zaman buz gibi havada sabahlayan, tribünü kapmak için canını ortaya koyanlar vardı. Şimdi maçın yorumu elli kanalda elli kişiye kalmış. O zaman maçın yorumunu ertesi sabah antreman sahasında taraftar yapardı. Gereken durumda futbolcuda bu yoruma dahil olurdu. Bazen koşarlardı biz arkalarından anlatırdık. Bazen tepsi etrafınde toplanır baklava yerken konuşurduk. O zaman maç kritikleri antreman sahalarındaydı. Devir çok değişti.

Not: Bu röp. video çekimi olarak yapılacaktı. Ancak bir ön görüşme için kendileriyle bir araya geldik ve çay sohbetinde yapıldı. Yakın bir zamanda kamera önünde ve çok detaylı olarak yapılacak ve bir kanalda yayınlanacak. Bu kısa konuşmayı onların okeyini alarak yazdım. Fenerbahçe-Galatasaray-Beşiktaş tribünlerinde 1980 de bulunmuş ve aktif olarak stad dışındaki tribün hayatında yer almış kişiler o dönemi anlatacaklar.

1 yorum:

sallanyuvarlan.blogspot.com dedi ki...

Sonuç şu: Bugün viskisini yudumlayıp, purosunu içerek maç izleyenler var. O zaman buz gibi havada sabahlayan, tribünü kapmak için canını ortaya koyanlar.

Aradaki fark yukarıda yazılan yazı.

Kimi sesi kısıldığı halde bağırmak isterken kimi o çekirdeğiyle rekor kırmak istiyor.