Football is for you & me, not for fucking industry

1 Kasım 2010 Pazartesi

Alen Markaryan... O Bir Ruhbilimci!

Kitap Fuarı'nın üçüncü gününde Marmara Salonu'nda Çizmeli Kedi Yayınları'nın düzenlediği panel vardı. Konusu ilginç : Quaresma ve Yeni Beşiktaşlılık Ruhu..! Bu Beşiktaşlılık ruhu borsa gibi, yükselir, alçalır, halka açılır, denetim kurullarınca denetlenir, paraya çevrilir, bazen para etmez, bazen para satın alamaz, bazen ise parayla satın alınan sayesinde şekil değiştirir. Yani ilginç bir şey bu Beşiktalılık ruhu. Beşiktaşlılık duruşundan daha tutarlı olduğu konusunda çeşitli varsayımlar var. Neyse dönelim biz yazı konumuza... Alen Markaryan bir kitap yazmış. Birisinin telkini ile yazmış. O birisi 'Çizmeli Kedi Yayınları"nın sahibiymiş. Paneli izleyen birisi "Nouma'yı yazsaydın, daha çok kazanırdın" dedi. Salondakilerin 85% si ilköğretim çağında olan bebelerden oluştuğundan ilgi görmedi. Zaten o bebeler ve onları fuara getiren öğretmenleri "Quaresma" panele katılmadığı için olaydan tamamen kopuktular, ki olay neydi bilen yoktu konuşmalar başlayana kadar. Yirmi kadar genç ise Alen abilerine destek, Metin-Ali-Feyyaz üçlüsünü görmek ve ufak ihtimal Quaresma ile yakın olabilmek için oradaydılar. Ben fazla kalmadım içeride. Açıkcası salona girene kadar böyle bir kitap çıktığından ve yazarının Alen olduğundan haberim yoktu. Metin-Ali-Feyyaz daha çok ilgimi çekmişti. Ancak ben oradayken sadece 'Sarı Fırtına' Metin Tekin gelmişti. Bizim nesil için çok önemli isimlerdi Metin-Ali-Feyyaz... Çok çektik kendilerinden ama çok sevdik, en azından ben çok severdim. Sırf üçünü bir arada görebilirim, onlara soru sorarım, Feyyaz'ın espiri dolu konuşmalarını dinlerim diye salona girmiştim. Quaresma yok diye Beşiktaşlılar ufaktan uzadılar yaşı büyükler dışında, Feyyaz-Ali yok diye biraz Metin'i dinledim ve bende çıktım. Portekizlinin gelişinden esinlenen kitap evi sahibinin Alen'i etkilemesi ve sonrasında ortaya çıkan kitap için sadece okuduktan sonra belki bir yorumum olabilir. Seversiniz, sevmezsiniz ama Alen farklı birisi, ya da farklı olabilmek için çok çabalıyor. Endüstriyel futbol, tribünlerin durumu, kulüp başkanları konusundaki yorumları güzeldi. En azından yazılar yazıyor, konuşuyor, kitap yazıyor. Sefa abimiz ve Sebo reisin kitap yazdıklarını düşündüm bir ara... Gülümsedim... Pepe Metin'in tibün hayatını anlatan kitap ise bitmek üzereymiş. Edebiyat iyidir. Kitap güzeldir. Kalıcı olmanın en güzel yollarından birisidir. Metin-Ali-Feyyaz ruhu ilk ortaya çıktığı gün nasılsa öyledir. Yeni Beşiktaşlılık ruhu için önce eskisini okumak lazım. Alen Markaryan'a birisi telkinde bulunsa eski ruhu yazsa. Asi ruh, yeni ruh, eski ruh... Ruhunuza El-Fatiha'ya kadar gider bu yayıncılık... Peki yazar tribüncü kardeşimiz Alen, biz üç yüz kişi geldiğimizde siz nerdeydiniz? Ruh mu çağırıyordunuz?

2 yorum:

sallanyuvarlan.blogspot.com dedi ki...

sefa kalya ve kitap mı
sefa kalya tribüne ne zaman girmiştir ki
büyük efsane pepe metin abi'nin kitabı ne zamandır bitecek bi bitemedi.

UÇAN SALİH dedi ki...

sonunu güzel bağlamışın :))